Bütün efsaneler göze almalar ile başlar. Masalların tamamında ya bir yerden biri gider, ya bir yere biri gelir. Birileri gitmeyi, birileri gelmeyi göze alır. Birileri ise fiziksel ortamdan bağımsız olarak göze alımlarda bulunur. Dünya devi Apple’ın kurucusu Stece Jobs, evinin garajında bilgisayar yapıp satmaya başladı. Amazon kurucusu Jeff Bezos başlangıçta yalnızca sanal kitapçı kurmuştu. Google, aslında bir araştırma ödevi için atılmış cesaret dolu adımın sonucuydu. Peki Muhammet BİLSEL’i, yani Savaşan Adam’ı bulunduğu konuma getiren neydi? Ok yaydan ne zaman çıkmıştı? Şöyle anlatayım.
Henüz 10 yaşında, bütün dünyamı başıma yıkacak bir gelişme yaşandı. Pentium 3 işlemcili bilgisayarım bozuldu. Bir çocuk için bunun ne demek olduğunu tahmin edersiniz. Var olan enkazlar içinden çıkmak için bir yol ararken, yani farkında olmadan Savaşan Adam olma yolunda ilerlerken hayatımın dönüm noktası olacak o ilk adımı attım. Artık bilgisayar bilgisinden emin dahi olmadığım kişilere tek bir ümit dahi bağlamak istemiyordum. Bu sebeple tek bir çıkış yolum vardı; kendime tutunmak.
Şanslıydım. O dönemler, bilginin altın niteliğinde olduğu, her ay Chip, PC Magazine, PC World dergilerinin yeni sayılarının girdiği bir evdeydim. Hem de bu dergileri düzenli olarak eve getirmek için savaş veren bir ablaya sahiptim. Dergi okuma sevgimin ve bunun bana kattığı bilgilerin avantajı ile “Artık ok yaydan fırlamalı!” diyerek göze almaya başladım. Bütün parçaları bir yandan söktüm bir yandan ise etiketledim. Okuma yazmayı yeni öğrenen bir çocuğun heyecanı ile öğrenme açlığımı gidermeye başladım.
Artık sadece öğrenmek değil, aynı zamanda yazmak istiyordum. Yani bilgi açlığımı beslemek için öğrenmek değil, bilgi oluşturmak istiyordum. Bu sebeple annemin “Oğlum elektrik çarpacak!” cümlesi ile beraber üzerime saldığı terlikler ile amansız bir mücadele yaşadıktan sonra soluğu mahalle televizyoncusunda aldım. İşte bununla birlikte Savaşan Adam efsanesi ortaya çıkmaya başladı. Çünkü o zaman kendi sorunlarımı çözecek donanımı elde etmeye başladım.
Efsanelere konu olan, en azından konu olmak isteyen bir ismin kendi sorunlarının çözümleri ile yetindiği nerde görülmüş? Kendi sorunlarımın ardından önce çevremdekiler ile, ardından çevremin çok ötesi ile ilgilenmeye başladım. Farkındaydım/farkındayım, sistem konusunda mevcut çağımızın gerektirdiklerinin çok gerisindeyiz. Bu sebeple kendime yeni bir misyon edindim; öğren, sonra öğret ki bilgi çoğalsın. Çünkü öğrenmeden, öğretmeden çağın gerektirdiği seviyeye ulaşamayacağımızın farkındaydım.
Bilgi Kirliliğine Veda
Hiç bilginin olmaması mı iyidir, yanlış bilginin olması mı? Bana sorarsanız yanlış bilgi en büyük risktir. Çünkü beraberinde yanlış adımlar getirir. Sistem ve yazılım üzerine doğruluğundan emin olunan makaleleri, bunların ardından ise videolu içerikleri paylaşmaya özen göstermemin sebebi budur. Savaşan Adam ile doğru adımlar, doğru zamanda atılmalıdır.